28 Ağustos 2011 Pazar

bir ileri iki geri...

               Hayat umut ile korku arasında gidip gelmekle geçiyor. Bundan bir şikayetimiz yok aslında. Ya da öyle görünmeye çalışıyoruz. Çoğu şeyleri uygulayamadığımız halde, bizimle aynı durumda olan insanlara uygulaması için tavsiye ediyoruz. Ne çok biliyoruz!

              Sürekli sorguluyoruz... Sorgulamak iyidir ama bazen de acıtır seni. Bir yerden sonra kabullenmek gerekir. Yoksa çıkamazsın işin içinden. Bulunduğun durum her ne ise farkında olmadan çeker seni içine. Her cevabın getirdiği diğer soru ile daha da inersin aşağıya.Ömrünü böyle heba edersin. Kaybolursun derinlikte.

             Bir kapı kapanırken, diğer kapı hatta kapılar açılır. Ama hangisinden gireceğini de bilemez insan. Yine bocalarsın. İstişare, istiare derken girersin bir kapıdan. Ama aklında diğer kapı varsa yandın. Arkana baka baka yürürsün ve malum sonuç yüzüstü yapışırsın yere. Öyle baktıkların gelip kaldırmazsın seni. Düşmenin vermiş olduğu acı geçince kendin kalkarsın yerden.

             "Ne diyor bu?"
Bir ileri iki geri gidersen daha çok kaybedersin!diyorum naçizane.

14 Ağustos 2011 Pazar

Komşun Tok Mu?

Nerede o eski ramazanlar diyemeyeceğim. Çünkü kendimi bildim bileli ramazanlarım böyle.

Ramazan nedir diye sorsak ve bunu tek kelime ile açıklamak istesek, muhtemelen cevaplar şöyle olur;
Merhamet, rahmet, şefkat, yardımlaşma, misafir, huzur, ibadet, ziyaret...
Kurulan uzun sofralar, dumanı üstünde tüten pideler, yemekten sonra misafirlerle kılınan teravih namazları...
Sanki bir şey eksik değil mi? Kelimeler havada kalıyor sanki, içini dolduramıyoruz. Ramazan diyoruz, şefkat diyoruz, merhamet diyoruz, komşumuz açken tok yatamayız diyoruz. Ama Afrika aç, Somali aç, komşun aç ve dünya uyuyor...
Yine çok şükür başta Türkiye olmak üzere insanlık; insanlığın, merhametin ölmediğini gösterdi.
Çok şanlı hissediyorum kendimizi... Şans... Belki göreceli ama, ülke olarak, insanlık olarak bir ibret alınmalı şu yaşananlardan... Ve şükretmeli, şükretmeli bugün ki halimize. Annemin ettiği duayı ülkemize uyarlarsak "Allah elden ayaktan düşürüp muhtaç etmesin"
Bu Ramazan Ayı'nın yüzü suyu hürmetine Rabbim yüreğimize merhamet tohumları serpsin, merhametli insanlarla karşılaştırsın, dost edindirsin, eş edindirsin.. Merhamet varsa gerisi gelir...
Komşunu yokla... Yetimini gözet... Emanetine sahip çık... Cennet kolay sen istersen...

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Leyla Köşesi

"Bir de bakalım Leyla köşesinden
Aşkın kadın adlı penceresinden
Bırakmıştı kendini yazılmış olana
Susmak ve konuşmamak denen cana
Evlenmişti ve görünüşte mutlu
Şimdiden memnun ve gelecekten umutlu
Fakat bir eksiklik ufacık bir nokta
Kalbi kurcalıyordu hala
Mecnun ne olmuştu neredeydi
Nasıldı ne yapıyordu hali neydi
Geceleri loş gölgeler arasında
Kum tepelerinde ay yarasında
Mecnuna benzeyen hayaller olurdu
Bu anlarda sanki kalbi dururdu
Bitmiş olan bir daha mı başlayacak
Ne çare başlayan başlamamış
Bitmiş bitmemiş olacak
Gibi gelirdi Ona
Ürküntü geçmiş ama erememişti huzura
Karanlık bitmiş fakat erememişti huzura
Ay tutulmuş tutulmuş kurtulmuştu
Gönlü zaman zaman tutmuştu muştu
Gün kırmıştı siyah çerçevesini
Yarmıştı ışıkta ötesini berisini
Baskın korkusuyla ürperen çadırların
Bugün düzen ve güven, ama yarın!!
Yarına bir güvence olmayan
Neye yarar böyle bir şimdiki zaman
Acıyla da olsa dopdolu olan hayat
Boşalmıştı zembereği boşalmış bir saat
Gibi. Dönmüştü bomboş bir kağıda
Ağızdaki tad benzemiyor eski tada
Irmak kurumuş rüzgar esmiyor
Yakıcı güneşi bir parçacık bulut örtmüyor
Arzu ve korku iki karanlık duygu
Yüreğinde birbirini kovalayıp duruyordu
Ya bir gün geri dönerse Mecnun
Yine altüst olursa ortalık bütün
Daha mı iyi olur daha mı kötü bilmiyordu
Bir umut vardı gönlünde eksilmiyordu
Sonra kızıyordu kendine kınıyordu kendini
Kapamak istiyordu içinde eskinin kepengini
Eski oldu diyelim ama neydi yeni
Ve nasıl eskitmeli eskimiyeni
Nasıl öldürmeli ölmeyeni
Nasıl diri sayarsın ölü olanı
Eski bir zehirdi belki ama yeni
Andırıyordu tatsız tuzsuz bir yemeği
Beklemek neyi beklediğini bilmeden
Gün günü ay ayı kovalarken
Beklemek bir vaktin doluşunu
Öç alan kaderin zalim oyunu
Her şey akılla kurulu akılla düzgün
Ama aklın içinde olamalı baharat gibi
Bir parça delilik
Oysa mecnun almış bütün deliliği gitmiş
Kupkuru bir hayat kalmış ve adeta oyun bitmiş
Arzulanan zenginlik, at kumaş ve ziyafet
Yetmez olur insana bir gün elbet
İnsan hep birşey umar bekler
Ne olduğunu bilmez fakat
Fakat sonradan duruldu Leyla
Tevekkülle huzuru buldu Leyla
Ruhta kopan fırtınalar dindi
Gökten gönle sükunet indi
Anladı ki acı tatlı soğuk sıcak
Geçmiş ve gelecek ayrılmak ve kavuşmak
Hep aynı varoluşun dönüşümleri
Aydınlanışları ve sönüşümleri
Her şey havada döner durur
Sonunda Tanrı varlığında yok olur
Ruh hürdür vücut esir
Ruh baldır beden zehir
Ruh hürdür Tanrı aşkıyla
Bağlı değil yer ve zaman kaydıyla
Farketmez gelse gelmese Kays (Mecnun) Ona
Gitse gitmese Ona Leyla
Tanrı katında buluşmuşlardır
Hakikat yurduna kavuşmuşlardır."


Sezai Karakoç

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Yeni Yaş ve Ramazan

             "Yirmi dört yaşına basmış olmanın anlamı nedir insan hayatında? "Heniz çok gençsin yaşamına bak" mıdır? "Artık yetişkin bir insan oldun yaşamına çeki düzen ver" midir? "Bu yaşlar insanın en güzel çağları" mıdır? "En güzel çağlar sona erdi" midir? "Ah ben şimdi o yaşta olacaktım" mıdır? Her neyse işte o yaştayım." T.Tufan (Kitabındaki yaş farklıydı ama :) )
              Kredi kartı, üye olunan dernekler ve sitelerin kutlamaları ile bir haftadır bugünü hatırlatıyorlar bana.
              Yeni bir yaşın bana vermiş olduğu duyguların, kelime karşılığı yok henüz haznemde. Her yaşın ayrı güzelliği var belki de ama bu güzelliği kavrayabilecek bir ruh da yok bende. Geldik gidiyoruz havasına girmişim çoktan. "İçimi geçmiş bunun!" Bilmem.. Belki de.
              Bir hazırlık içerisinde değilim. Geçmişin yaşattıkları, geleceğin getirecekleri arasında sıkışıp kalmış bir haldeyim. İmtihanlara girip çıkıyorum. Uzatmalar, ek süre isteme durumlarım da var. Çok başarılı olduğum söylenemez. Hazırlıksız yakalanıyorum.
            "Allah'ım. Senin rızan için oruç tutmaya niyet ettim.Onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.."

            Bu zorlu günlerin içerisinde Rabbim ramazan ile karşılaştırdı bizi. Bir çıkış belki de bu. Ramazanımız mübarek olsun. Hakkıyla geçirebileceğimiz bir ramazan ayı yaşarız ve bayrama ulaşırız inşallah.
Boş bırakılan ellerimizi Rabbimin tutup bırakmaması dileğiyle...

Not: Doğum günümün ramazan ayının başlangıcına denk gelmesi ile mübarek birisi olduğumu düşünenlere... Ben kurban bayramında doğmuştum. :)