Bir sinema kuşağı ile yine karşınızdayım...
Bu seferki dönem filmleri...
İzlediklerimden en güzelleri ile ;
- Pride and Prejudice (Aşk ve Gurur)
Janu Austen'nin meşhur kitabı 2005'te sinemaya aktarıldı. O zamanlar 20 yaşında olan 'Keira Knightley' güçlü, başına buyruk, kendinden oldukça emin; Elizabeth rolüyle unutulmazlara yazdırıyor adını. Aşkın en büyük düşmanı olan 'Gurur'un prensi ise Darcy...
18. yüzyılın İngiltere'sinde,
5 kızını evlendirmek için damat arayan bir anne,
Birbirinden farklı 5 kız kardeş,
Dönemin kıyafetleri,
İrlanda'nın muhteşem doğası,
Ön yargının eriyip aşka dönüşmesi,
Kaç kere izlediğimi ben de hatırlamıyorum aslında. Henüz repliklerini ezbere bilenler grubuna giremediğimi söyleyebilirim :)
Filmin adı Türkçe'ye 'Aşkın Kitabı' olarak çevrilmiş.
Aşk ve Gurur'un yazarı Austen, bu filmde, 20li yaşlarda Tom Lefroy ile aralarındaki aşkı anlatıyor. Yani kendisini...
Aynı dönem ve aynı yazara ait olmasından olsa gerek Aşk ve Gurur ile benzer yönleri oldukça fazla.
Tam bir İngiliz havası var,
Aksanları,
Ailelerin birbirlerine karşı tutumları,
İngiliz asaleti,
Dönemde, genç kızların zengin bir eş ile evlenmelerinden başka bir değer ölçütlerinin olmamasının vurgusu...
Bir solukta izleyeceğiniz, yer yer ağlayacağınız, İrlanda-Londra arası , o dönemde olmak isteyeceğiniz, aşkı daha bir saf haliyle bulacağınız bir film.
- Atonement (Kefaret - 2007)
Aşk ve Gurur'un başrolu Keira Knightley ile Aşkın Kitabı'nın başrolu James Mcavoy bu filmde bir araya geliyor.
Yine bir romanın filme uyarlanmasında 2. Dünya Savaşı dönemi işleniyor.
Birbirlerine aşık olan Cecilla ve evin hizmetlisinin oğlu Rabbie..
Bu aşkı uzaktan izleyen Cecilla'nın 13 yaşındaki kız kardeşi, yaşanan aşkı çok farklı bir zemine oturtur.. Şahit olduğu bir olayı çok değişik bir şekilde anlatarak iki aşığın hayatını mahveder.
- Bright Star (Parlayan Yıldız - 2009)
25 yıllık ömrünü 3 şiir kitabına sığdıran Şair John Keats 'ın komşu kızlara Fanny ile olan aşkı...
Şiirden hiç anlamayan, tasarlayıp diktiği kıyafetler ile gururlanan Fanny,
Yazdığı şiirlerin değeri bilinmeyen John Keats'in yolları aşkta birleşir..
Şiirlerin yeni ilhamı Fanny'dir.
Hüzün, şiir, muhteşem doğa...
Hayran kalacağınız bir film daha..
Fanny'nin oyuncluğu.. (Ölüm haberi geldiğindeki oyunculuğu en etkilendiğim sahnelerden..)
Küçük yaşta hem öksüz hem de yetim kalan Jane, dayısı ile yaşamaktadır.
Dayısı da ölünce artık Jane, yengesi için tahammülsüz bir hale gelir. Onu yatılı bir okula verirler.
Bir yatılı okulda, İngiliz disiplininde yetişen Jane, öğretmen olarak mezun olur. Mürebbiyelik yaptığı evde çok sevilmesine rağmen olaylar ve gizemler peşini bırakmaz..
Aşkın olduğu tüm İngiliz filmlerinde olduğu gibi hüzün de başrolde. Diğerlerinden farklı olarak acı biraz daha yoğun..
Dönem filmlerini, dizilerini , dönemin kendisini, eskileri seviyorum.
1800lere uzanıyorum.. Çok çok zorlasam 1960lara kadar gelebiliyorum. :)
O zaman dilimine aitmişim gibi geliyor bana..
Seviyorum, paylaşıyorum..
Bu filmleri de blogumun arşivine ekleyiverdim.
İrlanda'dan birkaç kare..
Belki bir gün kendi objektifimden de paylaştığım olur.. Kim bilir..
İyi seyirler efendim..