Babamdan duymuştum ilk önce; Kabe'de temizlik görevlisi olmak...
- Emekli olayım kızım, seninle hem umre yapacağız hem de.... Ah orada bir temizlik görevlisi olsam ben...
Bir iç çekişi vardı o zaman... Arabistan'da uzun yıllar kalmıştı. Almıştı bir kere o havayı. Ben anlamıyordum o sıralarda ne demek istediğini tam anlamıyla... Hem şaşırmıştım da babam hayal kuruyordu..
İlk gidişimde, hele Medine'de... Canım ensarım benim. Canlandı bir anda yine gözümde. Pek konuşmazlar. Sürekli temizlik halindeler. Binlerce Kuran, rahle günde kaç defa siliyorlar bilmiyorum. Oruçlar açılıyor, yemekler yeniliyor... Sonra ziyarete geçiliyor, dönüp bakıyorum görevliler adeta pire gibi hızlıca temizliyorlar her yeri. Halılar süpürülüyor, halılar kalkıyor yerler yıkanıyor, boş zemzem bidonları gidiyor yenileri geliyor, kirli bardaklar atılıyor azalan bardaklara takviye geliyor.
Çok kibarlar... Kimseye zarar vermeden, ellerindeki poşetlerle umreciler arasında usulca ilerleyerek çöpleri topluyorlar.. Nerede olduklarını, neye hizmet ettikleri belli. Çok az maaşa çalışıyorlar. Sadakalarını ceplerine usulca koyunca, peçelerinden gözüken gözlerinin gülüşü... Dua eden dilleri ve birleşen eller..
Farklı bir şey var onlarda..
Çekiyor bir şey beni...
Onları izlerken dalıp gittiğim çok oluyor.
Kabe'de tavaf yaparken, ellerinde paspas ile hem tavaf edip hem temizliyorlar..
Temizlik görevlileri meşhurdur aslında Kabe'de.. Umrecilerin hikayeleri arasında vardır.Anında kırmızı şeritleri çekip çember oluşturan 10-20 kişilik yeşil elbiseli gruplar... Birkaçı kimseyi rahatsız etmeyen deterjanlı su ile sular çemberi, birkaçı yıkar, birkaçı da fırçayla kayarak ilerler, birkaçı da kurular, geri kalan da kırmızı şeridi toplar bir başka yeri temizlemek üzere...
Birgün Kabe'de tavafımı bitirip namazımı kıldıktan sonra iç kısıma ilerlerken bir görevli çekti dikkatimi. Sakalları göğsünün az yukarısında olan bu yaşlı görevlinin yüzü öyle tanıdık... Oysa ilk defa görmüştüm... Ama bir tanışıklık var gibiydi. Yanımdan geçerken tebessüm etti. Dalmışım arkasından.. Öyle bakakalmışım. Sonra el salladı. Ama arkası dönüktü, döndü baktı ve yine el salladı aynı güzel bakışı ile... Unutamadığım güzel anılardan.. Hala ona baktığımı nereden biliyordu ki?
Özlüyorum... Bu günlerde daha da çok özlüyorum.. Tarifsiz her yerini, huzura durmayı...
Çok hem de.
Yerlerinde olmak isterdim onların...
Kabe'de bir temizlik görevlisi, bir hizmet bekçisi de ben olmak isterdim.. Tıpkı babam gibi.