12 Kasım 2017 Pazar

Neredeydik.... Mısır'da...

Bu sene mayıs ayında rotamızı mısıra cevirdik.

Demokrasinin ve zaferin hakim olduğu günlerde gitmek isterdik Mısır'a ama kısmet böyleymiş.

Daha önceki yazılarımda Mısır'da bir kardeşim olduğundan bahsetmiştim. Düğün merasimi vardı ve biz katılamamıştık. Yoğun ısrarlar üzerine mayıs ayında 4 günlük bir zaman ayarlayabildik.

Arkadaşımız Kahire'de oturuyordu. Direkt kahire uçuşu ile yolculuğumuz başladı. Ben oğlum ve babası.. .
Mahir henüz 16 aylık. Daha önce uçak yolcuğu olmuştu ama bu kadar uzun değildi. Şükür sorunsuz ve keyifliydi.

Kahire havaalanına yakın bir semt olan nasr city den almaya geldiler bizi. Çok özlemişiz.

Iner inmez insanları, arabaları, sokakları incelemeye başlıyorum. Bir yandan oto koltuğu olmadığı için mahiri oyalamaya çalışıyorum. Eşimin sesiyle irkildim. Yoğun bir trafik olmamasına rağmen sürekli bir fren ve susmayan korna sesleri bir gürültü uğultu hakimdi. Yan şeritte olması gereken araba ile neredeyse aynı şeritte gidiyorduk. Eşimin huzursuzluğunun sebebi buydu. Herkesin normal karşıladığı şeyi biz de dönmeye yakın kabullenmiştik 😄

Trafik kuralları diye bir şey yok. 3 şeritlik bir yolda 5 sıra araba bulabilirsiniz.
Bu durumda sürekli kapanan aynalarla da karşılaşabilirsiniz.
Şehir merkezi dışında levha ve trafik lambası ise yok denilecek kadar az.
Yine şehir merkezi dışında peyzaj çalışması, asfalt düzenleme gibi belediyecilik çalışması bulmanız neredeyse imkansız.
Şunu atlamadan geçmeyelim. Nerede güzel bir bina, bir ağaçlandırma, otopark düzenlemesi polis vs görürseniz bilinki o yer askeriye aittir.

4 günümüz var hadi yoğun bir program yapalım diye acele etmedik. Günü birlik programlarla hareket ettik.

İlk gece Khan El Halil e gittik. Burası Sultanahmet - Mısır Çarşısı - Kapalıçarşı karışımı bir yer diyebilirim. Osmanlı mimarisinin yer aldığı yapıtlar içerisinde muhteşem bir yer. Her gece gidelim deseler tereddütsüz çıkarım sanırım. Yolun araç trafiğine kapalı olduğu için sevinirken dört bir yanımızdan geçen motor bisiklet sesleri rahatsız etmiyor değil. Elleri kornaya yapışık bir şekilde insanların içine dalıyorlar. Herkes alışık bu duruma ama biz bir türlü kabullenemiyoruz. Mahirim de kabullenmişçesine gecenin sesine inat arabasında mışıl mışıl uyudu.
Khanhalil sokaklarında istediğiniz hediyeye ulaşabilirsiniz. Ben hediye işini unuttuğum için pek alışveriş yapmadım.

Popilus denilen firavun zamanından kağıtlar üzerine yazılan ayet yada figürleri hemen hemen her mağazada bulabilirsiniz orijinal olanlarına ulaşmaya çalışın. Bence Mısır için en güzel hediye bu olsa gerek.

Her sokak basında küçük de olsa bir kahve vardır. Kahveden kastım nargileci 😄 . Biz de çay neyse onlarda nargile o.

Khan halil de en meşhuru Mistake. Giderseniz mutlaka uğrayın. Yan sokakların birinde iç içe geçen minik odalardan oluşan bir cafe.

Zamanında M. Akif Ersoy sürgüne gönderildiğinde buraya çok uğrarmış. Ben o niyetle google da ararken meğer arkadaşlarımız meşhur olduğundan dolayı bizi zaten oraya götürecekmiş.

Beyler nargile içerken biz elbette naneli çay içiyoruz. Araplar çok sever tabi ben de.

Burada en lüks mekanda bile nargile Türkiye'deki normal fiyattan daha uygun. Para birimi mısır paundu. 1 tl-5 paund bir cafe de nargile max. 10 15 tl ye ulaşabilir.

Eşim nargileyi hafif buldu. Çay gibi tüketildiği bir yerde bu normal olsa gerek. Yoksa her öğün zor olurdu.

Havanın sıcaklığından olsa gerek akşama doğru ve geceleri Mısır sokakları dolup taşıyor. Sokak lezzetlerinden tavsiye olarak 'şeker kamışı'.. serinlemek için bardak bardak içiyorlar ama benim sevmediğim bir tat. Yemeklerden konuyu açmışken devam edelim;

Arap mutfağı ile aram iyidir. Felafel, ful, humus v.b tatların aynısını ülkemizde bulabiliyorsunuz. Çok bir farkı yok gibi orijinalinden. Pilav çeşitleri benim favorim. Eti de güzel pişiriyorlar. Hemen hemen her sokak caddede tavuk ağırlıklı restoranlar var. Tavuk neden bu kadar çok bilmiyorum. Dışarıda değil ama evde yediklerim çok lezzetli. Bizdeki gibi gdo var mi emin değilim ama bir tavuğun haşlanırken verdiği su bizimkilere asla benzemiyor.

Baharattan rahatsız olanlardansanız balık yemenizi öneririm ve her yerde olan Suriye mutfaklarından damağınıza göre bir tat bulabilirsiniz.
Manaaesh denilen bir hamur işi var pide ekmek gibi. Peynirli, mozzarella gibi çeşitleri. (Eşimin Mısır'da severek yediği tek şey )

Shavurma dedikleri bizim bildiğimiz döneri de deneyebilirsiniz. Değişik soslarla durum halinde. Çok severim.

Mısır 'ın bir diğer meşhur yemeği  'koshari' makarna, mercimek, domates, sarımsak, nohut, pirinç yani bolca karbonat bakliyat barından bir yemek deneyebilirsiniz..

Güvercin eti de çok yaygın. Ben beğendim. Sıcak sıcak piştiğinde çok lezzetli yumuşacık tel tel oluyor. Ama biraz beklediğinde kuru ve yavan olabiliyor.

Tatlı olarak da epey zengin. Bir-çok şerbetli tatlıyı bulmak mümkün. Bizdeki kadar lezzetli olmasa da yenmeyecek türden değil.

Mısır için hijyen büyük bir sorun. Mısıra gitmeden önce büyük beklentilere girmeyin derim.

Alış-veriş için bir-çok avm pasaj tarzı mekanlar mevcut. Mısır'da pamuk çok olduğu için koton ürünler alabilirsiniz. Onlar Türk mallarını daha kaliteli buluyorlar.

Kahire de çok fazla camiyi ziyaret edebilirsiniz. Çoğu namaz vakitleri dışında kapalı ve camiler bile pek temiz sayılmaz. Rabia meydanındaki camiyi merak etmiştim. Kapısından polisler bekliyor, değil girmek fotoğrafa bile izinleri yok korkakların.

Kahire Müzesini gezmeden dönmeyin derim. Her ne kadar devrimde bir yağmalanmaya maruz kalsa da binlerce eseri için de barındıran en iyi müzelerden birisi olsa gerek.

Fotoğraf çekmenin bile ayrı bir bileti var. Daha önceki sistem nasıldı bilmiyorum ama şuan böyle. İçerde fotoğraf çekerken görevli sana fotoğraf için aldığın diğer bileti sorabilir.

Mumyalanmış firavunlar için ayrı bir bölüm ve bilet var. Orada fotoğraf çekmek yasak. Ama biz Türk olduğumuz için elbette yasağı çiğnedik ablalarımızla bir özçekim yaptık.

Mısır müzesi Tahrir Meydanı'nda bulunuyor. Oradan çıkınca Nil Nehri'nin kıyısında bir kahve için. Nargileniz de hazırlanırken botlar kısa bir Nil turu yapmayı da ihmal etmeyin.

Kahire'nin olmazsa olmazı piramitler. Uçaktan kum tepesi gibi görülüyordu. Bir yan çöl bir yan şehir bir yanda Nil. Şahane bir görüntü.

Hemen bir rehber geldi ve arkadaşlarımız da bize eşlik etmesini söyledi. 9 tane piramit bulunuyor bunların ucu ayakta. 3 boy sekilinde. En küçük piramidin içine girilebiliyor. İçine dediysem küçük bir bölüm gibi merdivenlerle. Havasız olduğu için bu durum göz önüne alınarak girilmeli. Kaligrafik yazıların var olduğu birkaç küçük odacıktan oluşuyor.

Eskiden nil nehri piramitlerin dibindeydi. Ve gemiler geliyordu. Malzemeler taşınıyordu. Bunun göstergesi bir yer de orada mevcut.

Alabildiğine çöl olan mekanda kervan misali sırayla develere binen turistleri görebilirsiniz yakınlı uzaklı.

Saat 16.00 olduğunda kapanıyor ziyaretler.
Biz de kapanışa doğru küçük piramidi de ziyaret edip dönüyoruz evimize.

4 günlük kahire ziyaretimiz, hasbihal ağırlıklı, özlem gidererek keyifle son buldu. Bir sonraki Mısır gezimizde İskenderiye, Luxor, Sherm El Sheyh  civarı güney bölgeler olmasını düşünüyoruz.

Mısır için kısa bir on bilgi olması dileğiyle..