31 Ağustos 2021 Salı

uludağ tarih

 


"Bilgi güçtür " sözü var ya hani. Çevirip çevirip bu ve benzeri soruları sorarlar; bilgi elindeyse güç senindir ya da güçlüysen bilgilisin demektir. Şıklara bakıp dururuz, hepsi aynı şeyi diyordur çünkü. Buradan başlar bir etiketleme, çocuklar kitap okumadığı için paragraf sorularını yapamıyorlar.  Sorularda hiçbir şey yoktur oysa. Gayet net ve kaliteli sorulardır (!)

 

Bu fotoğraf ile bu yazıya nasıl başlanır düşünmeden akla gelenleri yazalım ne çıkacak bakalım sonuçta...

 

Fotoğraf bu güne ait... 

 

16 yıl sonra bir devlet üniversitesinde, kat sayı olmadan, puanım kırılmadan ve en önemlisi istediğim bölümü okuyacağım nasipse.

 

İster istemez gözümün önüne geliyor lise sondaki Saliha. Bugün ekranda sonucu gördüğünde ilk üniversitesi gibi heyecanlanıp gözyaşı dökeceğini tahmin etmemişti. Evet, binlerce kişiyi mağdur eden bir zülüm vardı. Ama bu mağduriyetten beslenmeye de niyeti yoktu.

 

Evet… Geçmiş geliyordu perde perde..

 

Aileden bir tek benim istememle gittiğim imam hatip lisesinin ikinci sınıfında hükumet değişikliği olmuştu. Herkes gibi benimde başörtüsüne özgürlük, katsayı kaldırılması gibi hayallerim vardı...

 

Zar zor gittiğim dershane, son günlere kadar çözdüğüm sorular, perukla girdiğim üniversitesi sınavları ve kırılmasa puanım ile İstanbul üniversitesi fen edebiyat tarih bölümü okuyabileceğim ama okuyamadan kapanan sayfalar.

 

Sadece başka bir hayali olmayan üniversite okumak için gözyaşı döken gençleri hayal edin. Cidden öyleydim. Böyle hallerdeyken yürüdüğümüz bir taksim caddesinde, bizlere sözleri ile imada bulunan bir kadına denk geldik... Sadece mağazaya girerken geçebilir miyiz dedik.

 

Tabi tabi... her yer sizin her öncelik sizin önden siz geçeceksiniz artık. Sözlerinin pesine ne kastettiğini sorduk;

 

Hükumetin bizim olduğunu, her istediğimizi yapabileceğimizi söyledi. 

 

Ben okuyamıyorum dedim. Aç başını oku dedi. Ama kat sayı dedim. O zaman ben doktorum ses asla doktor olamazsın dedi. Atatürk seni böyle istemiyor dedi. O okumamızı istiyordu biz de okumak istiyoruz dedik. Eşim subay o ve onlar gibiler var olduğu sürece asla okuyamazsınız dedi, çekti gitti yanımızdan. Cidden bu kadın doktordu ve sokakta gördüğü ilk kapalıya bunları söyledi. Çünkü o doktor.. o bilginin sahibi(!)  ( ooo onlardan en çok var saliha dediğinizi duyar gibiyim.)

 

Sarıyer’de belediye değişikliği sonucu, yeni gelen belediye beni isten çıkarıp ama kapalılar çalışıyor dediğinde temizlik işçilerini gösterirken ki düşünce de aynıydı.

 

Havaalanında ilk başörtülüler çalışınca, bunlar her gün türüyor diye böcekten bahseden düşünce. Resimlerimizi çekip aralarında gülerken sosyal medyada bizleri paylaşırken düşünce de aynıydı. 

 

Bu yazımın altına yorum yapan bütün arkadaşlarım ile biz varız ya. Varız. Dün de vardık bugün de varız. Sizlerin etiketinden çok uzakta bizim dünyalarımız. Tesettür ile önce kötü düşüncelerin üzerlerini örtmeniz gerekiyor. Bunun görsellik önceliği yok ! 

 

Benim üniversite hayalimi başım kapalı, puanım kırılmış olarak özel bir üniversitede kısmen gerçekleştirdim elhamdulillah. Bunun kahramanları şuan yazımı okuyordur. Bugün benimle birlikte onlar da mutludur. Onların yeri cidden çok özel, ayrı.  Allah razı olsun.

 

Sadece kendi istediğim bölümü yıllar sonra da olsa okuyorum.

Okumak istediğim için okuyorum.

Sosyal medya biyografi kısmına tek tek yazmak için değil, diplomasını çerçeve yapıp asmak için değil... Bu ilmi, senin rızan için almak istiyorum hayırlısı ise nasip et diye yapılmış bir dua var başında. Sonucu görürüz nasipse.

 

Velhasil efendim korktuğunuz kadar vardık,  varız... 😎




12 Ağustos 2021 Perşembe

Yeni Muhafazakarlar 2

 


9 sene önce blogumda "yeni muhafazakarlar ve muhafazakar burjuvazi" başlıklı iki ayrı yazı yazmıştım. Seneler sonra durumun daha da vahim olacağı akla gelmeyecek bir şey değildi aslında. O zamandan bu zamana değişen kimliklerimize yeni yeni isimler eklendi evet.

Influencer; ...

Kendilerini, "sosyal medya ve dijital kanalları aracılığı ile herhangi bir ürün ya da servis hakkındaki yaşadıklarını, deneyimlerini takipçileri ile paylaşmaları yoluyla tanıtım ve pazarlama aktiviteleri yapan, belirli bir topluluğu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip kişi" olarak tanımlıyorlar..

Güzel.  Tanıtın, para kazanın. Çocuklarınızı, anne babasınızı da kullanın. Kadın, erkek, çocuk  herkes yapıyor. Bu işi yapan "muhafazaklar" da var tabiki. Günden güne artıyor sayıları.  Peki nasıl yapıyorlar. Bize yansıyan kısmı ile;

Mesela; kolları ve boyu kısa (bilek üstü) bir elbiseyi sadece bulunduğu sitenin adresini verip paylaşmıyorlar. O alınıp ( (hediye ediliyor ve üzerine anlaşmalı bir fiyat verilip) giyiliyor, ona uygun lüx bir markanın çanta ve ayakkabısı ile kombin ediliyor.

Bu ürün sadece kıyafet olmuyor aslında çoğunlukla da kozmetik ürünü. Bilirsiniz kadınlar buna dayanamaz. Bir anda bu kadar çok ürünü nasıl kullanıyor yüzüne diye sorgulamadan inanıp satın alan bir grup var. Var ki, link paylaşımı devam edebiliyor.

Güzellik merkezleri ise her geçen gün artmakta. Ufak dokunuşların yer yer olduğu ama estetiğin asla olmadığı kızlarımız meydanlarda link vermeye devam ediyor. Yaşasın kimse yaşlanmayacak...

Bilek üzeri pantolonlar ve dizden epey yukarıda gömlekler şuan moda. Eğer uzunlar moda olursa kısa süreli onlar da paylaşılır.

Birsey diyeceğim... gelinligin nisanligin bile bilek üstü olanı cazip.

Annesi ile birlikte dans ede ede en çok tiklanacak videoları çekip paylaşanlar var. Evler, banyolar, tuvaletlerz yatak odaları mesela o grup da bi yandan devam ediyor paylaşıma. Konu dağılmasın ama geçen gördüğüm şeyi de paylaşayım araya. Bir çarşaflı hanım yüzünü asla göstermiyor ama bileginin üzerine parmakalarina degecek kadar hassas olduğu tesettürünü gösteriyor. Evinin her detayini paylaşıyor. Gittiği tatilde bir video çekmiş ve bu keşfete düşmüş ki başarıyı yakalamış. Yattığı yataktan baslayarak bir video çekmiş.  Domdom kurşunu çalıyor fonda da. Amacı ne olabilir? 

Iyi şeyler de var mesela; Artik koca topuzlu kafalar moda değil.... Ve bunu soran takipçilerine "nefsimle çok mücadele ederek bıraktım elhamdülillah" diyerek paylaşıyorlar.  Gülmeyin..

Bakıyorum  ben de bu hesaplara bakmasam nerden bileceğim.

He bir de zayıflamak... zayıfladıkça, ben de burdayım, artık sizin gibi giyinebilirim diye verilen tavizler...

Oje sürmek tesettür içine dahil mesela. "Çünkü ben tesettürü temsil etmiyorum herkesin özgür düşüncesi var.  Beni yargılamayın kendinize bakın" diyorlar. Haklılar da kendimize bakalım.

Peki, senin hedef kitlen kim?

Sana bu ücreti öderken ürün sahipleri, seni kimlerle buluşturmayı düşünüyor? Ya da sen her gün en bastaki tesetturunden taviz vere vere arttırdığın takipçilerin kimler ?

Bu gözler epilasyon tavsiye eden tesettürlüleri de gördü. Bu gözler "çocuğum sizi takip ediyor, benim sözümü dinlemiyor ne olur siz onu engelleyin  bari" diye çaresizce yazan bir anne ile alay eden o kızı da gördü. Ah ah..

Bu yapılan iş, mankenliktir. Mankenler bedeni ile para kazanır.  Bir ürünü alıp giyerler ve podyumda onu taşırlar. Insanlar da bunu beğenip alırlar. 

Şuan podyumlar instagram sayfaları olmuş.  Tutulan bir sürü profesyonel fotoğrafçılar ve studyalarda günlerce süren çalışmalar var. Ve mankenler nasıl cildine, kilosuna dikkat ederse bu hanimlar da o şekilde dikkat edip koruyorlar. Hepsi aynı değil elbette ama çoğunluk  bu şekilde.  Bu işin gerektirdiği olay bu. Bi tesettür firmasi bile ürünlerini tanıtmak için aradığı özellikler de bir manken özelliğinde. Reklamı da bu şekilde. 


Evet para tatlıdır. Aldıkça, kazandıkça insan daha çoğunu ister. Böyleyiz.

Artık lüks giyimlerin dışında lüks mekanlar da hızımızı kesmiyor. İçki satılan yerlerden alışveriş yapmamaya özen gösterenlere amaaaaannn ne olacak sanki diyoruz. Benim yazılarını takip ettiğim, yemek dergisini ilk çıkaran bir bayanın içkili ve haram et satan bir market zinciri ile ortaklık içindeki paylaşımını görünce takipten çıkardım.  Diyorum ya para tatlıdır. 

İçki satılan yerden rahatsız olmayanlar içkili ortamlarda yemek yemekten de rahatsız olmuyor. Tesettürü simgelemediklerini söylüyorlar ama mahrem yerleri örtülü olmadan denizde yüzenlerle bir arada yüzmekten de rahatsız olmuyorlar. Tam tersi neden buralara alınmıyorum diye rahatsız oluyor. Canım onlar seni ve hasemanı istemiyorlar...
Ve bizim canım ablalarimiz burada tesetturlu oldukları aklına gelip, bunu sosyal medyada yayınlayıp destek istiyorlar. Bir karar verin siz de artık.  Var mi yok mu tesettür.  Her satıra kaç kere yazdım ama yoksa başka kelime kullanayım ben de. 

Bir sitede otururken oranın kadın erkek ayrı havuzu arama gibi bi kriterimizin olması tuhaf değildir. Evet tesettürlü ya da tesettursuz insanlar neden burda yüzüyor diye bir olayın içine giremeyiz. Herkes istediği yerde yüzer. O senin kendi hayandır. Hepimizin açık kapalı arkadaşları ve birlikte yaptığımız tatiller var. Biz yanyanken bir sıkıntı yok ortak nokta bulunuyor. Ama ötekileştirme yapılmış cookk önceden.  Yazılmış duvara kocaman hasemayla girilmezzzz ‼️

Eveeet, değişmeler, tavizler, yeni dünya düzeni (!), bir çok kavramlar geliyor yerleşiyor hayatımıza. Bu zamanın sınavı da bu. Doyumsuzluk da çok geliyor aklıma. 

Ama şöyle  dönüp  baktığımda diyorum ki; ünlü olmak bilinmek de çok güzeldir. Ama sizin ortaya koyduğunuz hiçbir başarı yok. Sadece aldığınız haklar var. İçini bosalttığınız kavramlar var. Tesettürü maalesef sizden öğrenen kızlar var. Sizin gibi kapanmak istiyorum ablaaaa, diye yorum yazanlara sevinmeyin üzülün. 

Bir çoğu kendi markasını kurmuş bu hanımların ürettikleri ürünler tesettürlüler için. Modaya artık onlar yön veriyor. Onların üzerinde görüp gidip alıyoruz. Bu devran nereye gider bizim çocuklarımız neler görür neler ister bilemiyorum.

İçinde bulunduğum dernek ile aile üzerine bir sene boyuca eğitimler yaptık.  İçi boşaltılmış kavramlara değindik. Bir şey haram ise, onu yapanlar artsa da haram haramdır bu helal olmaz dedik. Sünneti hayatınızdaki sabiteler koruyun ve sürekli onları yoklayın dedik. Nacizane yine yineliyorum...


Bir sonraki "yeni muhafazakarlar 3" yazımda umarım daha güzel şeyler yazıyor olurum. Daha güzel günler görmüş oluruz.