"Bilgi güçtür " sözü var
ya hani. Çevirip çevirip bu ve benzeri soruları sorarlar; bilgi elindeyse güç
senindir ya da güçlüysen bilgilisin demektir. Şıklara bakıp dururuz, hepsi aynı
şeyi diyordur çünkü. Buradan başlar bir etiketleme, çocuklar kitap okumadığı
için paragraf sorularını yapamıyorlar.
Sorularda hiçbir şey yoktur oysa. Gayet net ve kaliteli sorulardır (!)
Bu fotoğraf ile bu yazıya nasıl
başlanır düşünmeden akla gelenleri yazalım ne çıkacak bakalım sonuçta...
Fotoğraf bu güne ait...
16 yıl sonra bir devlet
üniversitesinde, kat sayı olmadan, puanım kırılmadan ve en önemlisi istediğim
bölümü okuyacağım nasipse.
İster istemez gözümün önüne
geliyor lise sondaki Saliha. Bugün ekranda sonucu gördüğünde ilk üniversitesi
gibi heyecanlanıp gözyaşı dökeceğini tahmin etmemişti. Evet, binlerce kişiyi
mağdur eden bir zülüm vardı. Ama bu mağduriyetten beslenmeye de niyeti yoktu.
Evet… Geçmiş geliyordu perde
perde..
Aileden bir tek benim istememle
gittiğim imam hatip lisesinin ikinci sınıfında hükumet değişikliği olmuştu.
Herkes gibi benimde başörtüsüne özgürlük, katsayı kaldırılması gibi hayallerim
vardı...
Zar zor gittiğim dershane, son günlere
kadar çözdüğüm sorular, perukla girdiğim üniversitesi sınavları ve kırılmasa puanım
ile İstanbul üniversitesi fen edebiyat tarih bölümü okuyabileceğim ama
okuyamadan kapanan sayfalar.
Sadece başka bir hayali olmayan üniversite
okumak için gözyaşı döken gençleri hayal edin. Cidden öyleydim. Böyle
hallerdeyken yürüdüğümüz bir taksim caddesinde, bizlere sözleri ile imada bulunan
bir kadına denk geldik... Sadece mağazaya girerken geçebilir miyiz dedik.
Tabi tabi... her yer sizin her
öncelik sizin önden siz geçeceksiniz artık. Sözlerinin pesine ne kastettiğini
sorduk;
Hükumetin bizim olduğunu, her istediğimizi
yapabileceğimizi söyledi.
Ben okuyamıyorum dedim. Aç başını
oku dedi. Ama kat sayı dedim. O zaman ben doktorum ses asla doktor olamazsın
dedi. Atatürk seni böyle istemiyor dedi. O okumamızı istiyordu biz de okumak
istiyoruz dedik. Eşim subay o ve onlar gibiler var olduğu sürece asla okuyamazsınız
dedi, çekti gitti yanımızdan. Cidden bu kadın doktordu ve sokakta gördüğü ilk
kapalıya bunları söyledi. Çünkü o doktor.. o bilginin sahibi(!) ( ooo onlardan en çok var saliha dediğinizi duyar
gibiyim.)
Sarıyer’de belediye değişikliği
sonucu, yeni gelen belediye beni isten çıkarıp ama kapalılar çalışıyor
dediğinde temizlik işçilerini gösterirken ki düşünce de aynıydı.
Havaalanında ilk başörtülüler
çalışınca, bunlar her gün türüyor diye böcekten bahseden düşünce. Resimlerimizi
çekip aralarında gülerken sosyal medyada bizleri paylaşırken düşünce de
aynıydı.
Bu yazımın altına yorum yapan bütün arkadaşlarım ile biz varız ya. Varız. Dün de vardık bugün de varız. Sizlerin etiketinden çok uzakta bizim dünyalarımız. Tesettür ile önce kötü düşüncelerin üzerlerini örtmeniz gerekiyor. Bunun görsellik önceliği yok !
Benim üniversite hayalimi başım kapalı,
puanım kırılmış olarak özel bir üniversitede kısmen gerçekleştirdim
elhamdulillah. Bunun kahramanları şuan yazımı okuyordur. Bugün benimle birlikte
onlar da mutludur. Onların yeri cidden çok özel, ayrı. Allah razı olsun.
Sadece kendi istediğim bölümü
yıllar sonra da olsa okuyorum.
Okumak istediğim için okuyorum.
Sosyal medya biyografi kısmına tek
tek yazmak için değil, diplomasını çerçeve yapıp asmak için değil... Bu ilmi,
senin rızan için almak istiyorum hayırlısı ise nasip et diye yapılmış bir dua
var başında. Sonucu görürüz nasipse.
Velhasil efendim korktuğunuz kadar
vardık, varız... 😎