Yılların geç kalmışlığı bir yolculuğa, bir yolculuğun hikayesi bloğa ancak ulaşabilmişti.
Filistin...
Özgürlüğün barışın şehri Kudüs,
Hz. İbrahim'in şehri El-halil..
Dünyanın en eski şehirlerinden Eriha...
Buram buram tarih, buram buram medeniyet, Buram buram peygamberler diyarı, hasret, çaresizlik ve suskunluğun bedeli* bir Filistin...
Aslına bakarsanız kaleme vuramayacağız, turist olarak kendimizi hissetmediğimiz, anlatılmaz yaşanır dediğimiz nadir yerlerden birisi de burası...
عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : لاَ تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلاَّ إِلَى ثَلاَثَةِ مَسَاجِدَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ، وَمَسْجِدِ الرَّسُولِ وَمَسْجِدِ الأَقْصَى
Ebû Hüreyre (ra), Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(İbâdet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ..."
İşte o üç mescitten biridir Aksa... İlk kıble, huzura yükseliş...Beyt-ül Makdis (kutsal ev)
Niyetimizde hep var olan bu ziyarete 6 ay öncesinde alınan bilet ile bismillah dedik..
Ya nasip kim öle kim kala diye diye vakit yaklaştı..
Tarifeli uçağımız ile vakitlice giriyoruz Filistin topraklarına... Öyle uzun uzun bahsedildiği gibi pasaport kontrolünde herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Klasik bir kaç soru, nerede ve kaç gün kalacaksınız gibi..
Havaalanı sınırlarında ülkenin para birimi olan "Şekel "değişimi yapıldı.
Aksa' ya en yakın geçen otobüsü aradık. Otobüs duraklarının olduğu peron havaalanı bahçesi içerisinde. Çok uzun kuyruklar gerektirmeyen bir sıra ile otobüse bindik. 40-50 dakikaya yakın sürdü bu yolculuk sonrasın tren ile aktarma yaptık.
Aksaya 700 m civarı bir uzaklığa sahip otelde kaldık. 700 metre diyoruz lakin aksanın bahçesi ve etrafındaki surlar ile aksaya ulaşmak 1000 -1500 metreyi buluyor.
Otele yerleştikten sonra ilk vakit namazına gidebilmek için çıkıyoruz yola. Kâbe'yi her gördüğümde aldığım ruh hali yine kaplamış gibi oldu beni. Ama daha mahzun bir şey var üzerimde. Müslümanların en kutsal beldelerinden birinde namaz kılmak, ziyaret etmek için Siyonistlerin kontrolünde silahların gölgesinde caddeler , sokaklar, kapılar geçiyoruz. Evet sokaklar da böyle. Ve burası daha Kudüs. Gazze değil. Elleri tetikte geçiyor İsrail askerleri . Turistlerin en yoğun olduğu yerde. Öyle korkak bir topluluk.
Yaklaşık 1 km'lik yolda Türk olduğumuzu fark edip bizi kaç kere durdurdular bilemiyorum. Bu kadar samimi sevgi gösterisini görmemiştim. Her ev bizi davet ediyor; yemeğe, kalmaya, ziyarete, çaya, sohbete, muhabbete, dertleşmeye...
Bu samimi davetleri en azından kısa sohbetlerle geri çevirmemeye çalışıyoruz. Aksaya ulaşmamız gecikse de...
İlk önce Kubbetus Sahra görkemiyle karşılıyor bizi. Bir zamanlar haçlıların kiliseye çevirdiği, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi'nin yeniden cami yaptığı mekan. Kubbetus Sahra göz alıcı altın kaplamalı kubbesindendir belki de mescidi aksa sanılmaktadır. Aynı avluyu paylaşan iki farklı yapıdırlar aslında. Çoğumuzun bildiği üzere efendimizin miraca yükseldiği "muallak taşı " bulunur kubbetussahra içerisinde. Osmanlıya ait bir-çok izlere de burada rastlanılır. İlk İslami kubbeli olarak da tarihte yerini almıştır burası.
Aksaya doğru inen merdivenlerdeyiz. Yazarken bu satırları gözlerimi kapatıp canlandırıyorum ara ara yaşanılan o güzel anları. Öyle mahsun ki... Öyle sade .. Öyle yaşanmış. Öylesine kudretli. Aksanın sahibi Allah, yeryüzünde onu emanet ettiği biz. Ama emanetine sahip çıkan Filistinli müslümanlar... Emaneti hiç boş bırakmayan aksanın ablaları , abileri var... özellikle sabah ve yatsı namazları sonrası kurdukları sofralarda herkesi oturtuyorlar. Ensar gibi samimi ev sahipleri onlar . Sohbetleri güzel sözleri derin bakışları hafızama kazınan anılarda.
Aksanın bahçeleri de Kudüs gibi zeytin ağaçları ile dolu. Bir adettir biz Türklerde, bebeğin göbek bağını gömerler cami okul vs. yerlere. Biz gittiğimizde de mahir 2 yaşını geçmişti. O zamana kadar gömülmeyen bağ buradaki zeytin ağacının köklerinde yerini aldı..
Aksanın çevresi bahçesi , etrafındaki mescitler, Hristiyan - Museviler için kutsal sayılan yerler ve daha birçoğu kudüste günlerce gezseniz bile eksik kalacak gibi.
Kısa zaman içerinde her vakti burada kılmaya özen gösterdik. Gezilerimizi ona göre ayarladık. Her bir Filistinli kardeşimizle sohbet etmek istedik. Her birinin yarasını dokunur gibi.. Cuma namazı için başka şehirden gelmek istiyor Müslümanlar, bunun için İsrail den geçici bir belge alıyorlar o da verirlerse , onunla giriş yapıyorlar. Bir aile mesela bu belgesi olmasına rağmen eşini şehrin girişinde durdurmuşlar. Ama küçük çocukları ve karısı aksanın bahçesindeydi cuma namazında... Her an çatışmaların yaşandığı yerde... yeter ki yalnız kalmasın aksa...
Rabbim bu ruhu bu bilinci nasip etsin bizlere de .
Mescidi Aksa'yı böylesine yalnızlaştırmaya çalışılırken, sıkıca tutunmalıyız emanete... yalnız üç mescid diyor; umreye gider gibi gidilmeli. Biz gitmezsek sahiplenecek çok...
Biz kaldığımız günlerin birini Eriha, El-halil şehirlerine ayırdık. Buraya giderken Türkleri gezdiren bir gruba dahil olduk. O da ne keyifli bir gruptu. Değinmeden geçemem sanırım. 15 kişilik tur sadece akrabalardan oluşuyor. Uyum içeresinde 7 den 70 e akraba topluluğu. Sağ olsun o gün bizleri de kabul ettiler.
• El halil; Hz. Ibrahim' in , halilul rahmanin şehri... En çok çatışmaların olduğu bölge burası. Kudüs e yaklaşık bir saat uzaklıkta. Aksayi ziyaret ederken bile bu kadar güvenlik noktasından geçmemiştik. En çok çatışmaların yaşandığı nokta burası. Hz. İbrahim , Hz. Yakup , Hz. İshak Hz. Yusuf ve eşlerinin kabri bulunuyor.
1994 yılında Halil İbrahim Camisinde Siyonist bir işgalci tarafından otomatik silahla acılan ateş sonucunda 30 kişinin şehit yüzlerce kişinin de yaralandığı bir katliam gerçekleşti.
Bu katliam sonucu cami 9 ay boyunca kapatıldı. Ve açıldığında caminin neredeyse yarısından çoğu sinagog yapılmıştı. Hz. Yusuf'un kabri şuan onlara ait olan kışımın içinde maalesef.
• Eriha; en eski şehir. Lut gölü, hz. Musa makamı gibi ziyaretleri yaptık. Birgün içeresinde hepsi yapılıyor. İlk defa gidecekler için önemli tabi. Ama bir sonraki gidişimizde sadece Kudüs'te kalırım sanırım. Bir de halil cami ziyareti nasip olursa.Yafa' yi ziyafet edemedik. Orada Osmanlıya ait yapılar var. Dört gün bile Kudüs'e yetemedi. Bir bu kadar daha gelse yetmez sanırım. Tekrar tekrar nasip olur inşallah.
Detaylar, tavsiyeler ;
- Gitmeden önce muhakkak buraya ait kitap okuyun ve yanınızda getirin. Bireysel gideceksiniz map size çok lazım olacak internet ayarlarınızı yapın. (Biz, Talha Uğurluel' in Kudüs kitabını okuyup yanımızda getirmiştik. Çok faydalandık.)
- Biz pegasus indirimleri olduğu zaman kişi başı 150 tl ye aldık.(gidiş-dönüş vergi vs dahil fiyatı )
- Otelimizi internetten ayarladık. Ritz otelde kaldık. Bir diğer tercih edilen otel ise natinol otel... 3 gece için çift kişilik fiyat 1000 tl idi. Daha uygun fiyatlar için hostellere de bakılabilir.
- Otelde kahvaltı dahildi. Biz gün boyu dışarıda olduğumuz için sandviç yapmıştık çoğu zaman yanımıza.
- Genel olarak yemek sıkıntı değil. Humus -falafel i yiyebileceğiniz en güzel yer Abu shukri. Kalabalığa aldanmayın pek de hijyen aramayın ama mutlaka deneyin.
- Biliyorsunuz Kudüs künefenin de vatani en iyi künefe ve diğer tatlılar için jaffar sweets e gidebilirsiniz. (Google map ile bu adreslerin hepsine ulaşabilirsiniz.
- Çarşı içerisinde taze meyve suları, kahve -çay, fırından taze ekmekler, kebap, Kudüs hurması hediyelik eşya vb her şeye ulaşabilirsiniz.
- 8-11 şubat-2018 tarihleri için bu fiyatlar.
- Vizeye bireysel başvuru yaptık. Yeşil pasaport için vize istenmiyor.
- Gerekli evrakları hazırlayıp siz ya da bir başkası sizin adınıza konsolosluğa bırakıyor. Size bir kağıt veriyorlar o kağıtla yine almaya geliyorsunuz pasaportunuzu.
- Havaalanında herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Gözünüzü korkutan insanlara aldanmayın.
- Şehirler arasında grupsuz bireysel yolculuk yapmak sıkıntılı olabiliyor çoğu zaman. Şehir giriş çıkışlarındaki kontrol noktalarında bazen saatleri bulan denetlemeler olabiliyor. Tur grupları genel de geçişlerde sıkıntı yaşamıyor.
- Aksa ya yardım sadaka vermek isterseniz, cami içerisinde yardım kutusu var. Buradaki sadakalar aksa ve çevresindeki camiler için kullanılıyor.
- Oradaki kardeşlerinize, çocuklara birer hediye vermek başka bir duygu. Gitmeden ufak tefek hediyeler alabilir , burada yüzlerde güzel tebessümler bırakabilirsiniz.
- Ziyaret ettiğimiz mekanların çoğu makamdır. Kabir ile karıştırılmamalıdır. Hz. Musa, Hz. Yunus, Selman Farisi gibi.
Ez cümle; Kudüs bizimdir. Onu yalnız bırakmayalım .. Her yıl dünyanın her yerinden gelen milyonlarca Yahudi'nin akın ettiği bu mübarek toplara gelen biz Müslümanların sayısı o kadar az ki.
Ziyarete gidip, döndüklerinde "havaalanında bizi saatlerce beklettiler.. Bavulumuzu boşalttılar. Gitmeyin kardeşim" diyenler .. Hacdan dönen ve sadece otelin yemeklerini anlatanlarla aynıdır.. Aldırış etmeyin.
En fazla ne yapabilirler bize. Sadece psikolojik baskı... Aksa' da kıldığınız bir vakit namazdan sonra, sohbet ettiğiniz, eline dokunup sırtını sıvazladığınız her Müslüman kardeşimizden sonra ne kadar geç kaldığımızı anlayacaksınız.
Sadece dua edebiliyoruz.
Ve oraya gidince, biz yalnız değiliz diyebiliyor kardeşlerimiz başta İsraillilere .. Yalnız bırakmayın üç mescitten birini.
*Suskunluğun Bedeli bir Mustafa Cihat ezgisidir. Bilenler bilir neyin üzerine yazıldığını. Bilmeyenler açıp izlesin dinlesin. Nasıl güzel bir özet olduğunu anlayacaksınız...
Bir sonraki yazının bu kadar gecikmemesi dileğiyle ;
Allah'a emanet olun.
Ne güzel anlatmışsın güzel insan.. bir kez daha yaşattın o güzel anları.. teşekkür ederim..
YanıtlaSilEşin