Yine muhafazakarlar, yine sosyalleşme, yine eleştiri.
Kardeşimin sosyolojik bir çalışması sonrasında yine rahatsız olduğum konular gündemime geldi. Aslında genel olarak hep gündemde. Düşürmüyoruz gündemden, her gün genişleterek daha çok yer ayırıyoruz. Ben görmemeye çalıştıkça sakınılan göz gibi batıyor çöp.
Günümüz muhafazakarlarından bahsetmiştim daha önceki yazılarımda, artık durum farklı bir boyut kazandı: "Muhafazakar Burjuvazi" altın çağını yaşıyor.
Dile çok vurulmasa da beden dili ile göze nasıl da batırılıyor. Nasıl da biz buradayız, bizi görün, az kenara çekilin de bize de yer açın diyor.
Yeni bir mekan açıldı gece hayatının gözde semtlerinden birinde. Sözde bulunduğu bölgede, içkisiz-mescidli, muhafazakarlara seslenen bir mekan açarak bu eksikliği gidermek niyetindeler. İlk anlamlandıramadığım böyle bir eksikliğimiz var mı? Bence elbette yok. Ama muhafazakar kesimi bir iki mekan kesmiyor. Daha da fazlasını istiyorlar. Daha lüksünü(!), daha havalısını. Bu kelimeyi özellikle kullanıyorum. Bu mekanlarda check-in bile yapmak tatmin ediyor insanları. Buraya gitmek, giderken diğerleri gibi giyinmek, gittiğinde diğerlerini incelemek. Hangi arabayla gideceğin bile seçiliyor. Arabana göre de ne kadar önemli olduğunu hissediyorsun. Mekanın diğer özelliği de bu, herkes de öyle gelemiyor. Sen gibiler geliyor. Çünkü sen özelsin, orada daha kapıdan girerken seni karşılayan vale ile başlıyor özelliğin sonrasında kabarık bir hesap ödüyorsun. E doğal olarak herkesin elini kolunu sallayıp gireceği yerden biraz farklı oluyor.
Mescidi içine alınarak reklamının yapılması ayrı bir absürtlük. "Ama mescidi var, mescidde seccadesi var, hatta feracesi var?" E ne var bunda? Kılmasa da reklamını yapıyor bizimkiler. Mekana zaten gecenin bir vakti gidiyorsun. Anlamıyorum tam olarak teheccüd mü kılıyorlar ne yapıyorlar? Mescidin olmadığı mekan mı kaldı? Eskiden yoktu gerçekten. İçkisiz yer bulmak çok zordu. Tatil beldeleri, Boğaz gibi yerlerde epey zorlanıyordu eskiler. Ama şimdi öyle zor da değil. Doğru düzgün yemek yenilecek yerler var çok şükür. Gerek belediyelerin, gerekse yıllardır var olan düzgün mekanların şubeleri çoğalıyor.
Bir de bu tarz mekanlara gündüzleri giden pek yok. Çünkü gündüzleri diğer yerlerden farkı da yok. İnsanlar aileleri ile gelip öğle yemeklerini rahat rahat yiyebiliyor. Hafta sonları da dahil gece bir yoğunluğu var. Rezervasyon bile kabul edilmiyor. O kadar kalabalık ki yarım saatten fazla bekleme salonu adı altında bekletiliyorsun. Ne çok vaktimiz varmış meğer.
Ben biraz ön yargılıyım belki de. Çok popüler olan mekan, kitap, seri filmlere karşı bir antipatim vardı. Bir de yapılan yorumlar etkiliyor beni. Teknolojiyi de, Sosyal medyayı da kullanamıyoruz. Eğlencemizi bile taviz vere vere ihtiyaca bağlıyoruz ve ihtiyaçmış gibi de savunuyoruz. Şal ile başlayan ve her üç kapalıdan birisinin modacı olduğu bu zamanda işimiz oldukça zor. "İslami moda, Muhafazakar moda" adı altında aldığınız veballer. Hep birbirinin zinciri olarak ilerliyor. Şallı kızlar artık iğne takanlara tuhaf bir bakış ile bakıyorlar. İğnesi olmaması, boynu açık olması, kolyesini, küpesi göstermesi onu #şık #asil #tarz #moda gibi etiketlerin başrolu yapıyor.
Gençler takipte! Sosyal medya ile fenomen olan modacılar, nerede ne yemiş, ne içmiş, nereden ne almış, şalı ne marka, başörtüsünü nasıl bağlamış... Altına da yazmıyorlar mı "ben de sizin gibi kapalı olmak istiyorum" diye. Ah nelere sebep oluyoruz.
Gençler takipte! Böyle kızlı erkekli yer bildirimleri ile kimler mekanda... Artık biz de orada takılalım denk gelelim de görelim. Birbirimizi bir ekleyelim de bakalım sonrasında ne olur olur. Hı hı, muhafazakarız, burada muhafazakar kızları, muhafazakar şekilde takip ediyoruz. Oldu beyler! İyi takipler!. Bildirin yerlerinizi, durumlarınız, tanışın kaynaşın bakalım.
Bana kızıyorlar,"sürekli muhafazakarları eleştiriyorsun, sen de farklı mısın ki neden kendi içinde olduğun bir durumu eleştiriyorsun" diyorlar.. Haklılar, bir zamanlar aynı şeyleri muhafaza ediyorduk. Şimdi işler değişti. Sadece muhafazakarlık yetmiyor bazılarımıza, önceden de dediğim gibi, kimliklerimiz değişiyor. Burada bahsettiğim şey tesettür. Verilen bu tavizlerle namazın, orucun, zekatın bir alakası yok. Yani "sen daha namaz kılmıyorsun gelmişsin boynu açık kızları eleştiriyorsun!" muhabbetine bağlamayalım olayı. Son yıllarda olan değişimi bir görelim, bir fark edelim. Eleştirelim, uyaralım, bize gelen uyarılara daha bir kulak verelim.
HELAL OLSUN .. BÖYLE DÜŞÜNENLERİN SAYISININ ARTMASI TEMENNİMİZ İNŞ. DİBE VURMADAN BATAKLIĞI FARK ETMEK...
YanıtlaSil