Sevdiklerimiz, değer verdiklerimiz tarafından ihanete uğradığımızda, en yakınlarımızı kaybettiğimzde, dilimizden dökülen cümleleri iki başlık altında toplayabiliriz;
- Neden ben?.. vb
- Allah'ım sabır ver?..vb
Kaybetmek, sadece insanın yaşamı ile son bulan bir olay değildir. Bizim hayatımızda var olmaması bizim için bir kayıptır. Belki biz istedik, belki o. Ama gitti. Hayatımızda var olan insanlar bizim için bir hazinedir. Her insan bir kazanımdır. Her insandan alabileceğimiz birşeyler vardır. Bu çıkar anlamından değil elbette.
Anılar insanın hazineleridir. Ya da mirası. Her anı, içinde var olan diğer kişiye mirastır. Anılar tek değildir çünkü. Tek olsa sır olurdu. İnsan anılarını kendisi yaşatır ama öldüremez ki. Hiçbir anı unutulmaz. Ama hatırlama şeklimiz değişebilir. Öfke ve kin ile hatırladıklarımızı, bugün pişmanlık ve acıma ile hatırlayabiliriz. Ya da zamanında keşke dediklerimizi bugün iyiki de öyle olmuş diyebiliriz. Anılarımızı öldürmek için uğraşmak, kendimizden çaldığımız zamandır. Anılar ölmez çünkü, ölmesi de gerekmez.
İyi ya da kötü onlar bizim hazinemiz.
O gittiyse bile mirası bizde. Kabul etmeme lüksümüz yok. Ama paylaşmak bizim elimizde.
Cebimizde olan anılardan istediğimizi sunabiliriz. Cebimiz boş diyemeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder