24 Şubat 2011 Perşembe

İstanbul trafiği

              Sabah 5:30 sularında başlayan, akşam 20:00 sularını bulan ve ortalama 120 km olan yolcuğumdan  şikayetçi değilim aslında. İstanbul'u da seviyorum. Ama şu trafik yok mu, insanın sinirlerini oynatıyor. Gün boyu yoğun olan başım bir de trafiği kaldıramıyor. Aslında herkes bu dertten muzdarip, İstanbul'un çözülemeyen en büyük sorunu.
             Günde 8-9 vasıta değiştiriyorum. Hızlı olsun diye metro kullanıyorum. Ama yine kalabalık otobüslerde yolculuk ediyorum. Bu gün son bindiğim otobüs şoförünün sabrına hayran kaldım. Kapanmayan ön kapıyı on defa kapatmaya çalıştı ve on birinci kapamada "lütfen biraz çekilir misiniz?" dedi.  Daha sonra öndeki otobüsü korna çalarak durdurmasını isteyen genç kızı da kırmayıp kornaya defalarca bastı. Hayır böyle yapması normal gelebilir sizlere ama benim gördüğüm şoförler genelde agresif oluyorlar.
              Gel gelelim trafikte tek başına araba kullanan insanlara. Sadece benim gözüme mi batıyorlar? Bazıları istisna ama şunu söylemek istiyorum. Bir çoğuna sorsalar İstanbul trafiğinden şikayetçidir. Ama hiçbiri arabasını bırakıp metroya binmez. Birçoğu benzin fiyatının artışından şikayetçidir. Ama bir araba da çocuklarına sonra bir tane de eşine alırlar. Arabam yok diye söylemiyorum bunları. Olsa bile mecburi olmadıkça tek başıma çıkmam yola. Mecburi olmadıkça trafiği, bir de ben işgal etmem.
İstanbul seni seviyorum. Varsın trafiğin kusur olsun, sabırlı şoförlerin çok olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder