27 Şubat 2011 Pazar

Siz tanıyor musunuz?

Siz tanıyor musunuz?
Teselli olsun diye söylerler ya hep sevdikleri ile ayrılanlara.

Siz tanıyor musunuz?
Güven, sevgi, sadakatin bir arada bulunmasıymış.

Siz tanıyor musunuz?
Tam şimdi buldum diyorsunuz. Bir dönüp bakıyorsunuz. Yok o da değilmiş.

Siz tanıyor musunuz?
Doğru insandan bahsediyorum. Tanımıyor musunuz?

Tanıyorsanız eğer teselli ettiğiniz insanlara nasıl bir şey olduğunu da açıklayın bir zahmet.
Yok eğer tanımıyorsanız, boşuna teselli cümleleri sarf etmeyin. Çünkü karşınızdaki bunları duymayı beklemez sizden.
O sadece bedenen yanınızdadır. Ruhen başka bir diyarda. O diyardan buraya, yanınıza almanız gerekir.
Ve bunu "doğru insanı bulacağına eminim şekerim" diyerek yapamazsın. O da zaten doğru insanı bulduğunu düşünüyordu kendince. O yüzden bu durumda. O yüzden tedirgin, o yüzden korkuyor. O yüzden bir çare bakıyor yüzünüze.
Çıkmaz sokakta olanları başka bir çıkmaz sokağa sokmayın.
Ben teselli etmeyi bilmem. Beceremem. Yanında oturur dinlerim sadece.
Ama saçma geliyor bana bu doğru insan muhabbeti.
Onların gerçekten bir dost eline, teselliye ihtiyaçları var. Siz de öyle düşündüğünüz için yanında olmak istiyorsunuz belki ama ucu açık cümleler kurmayın. Net olun, gerçekten yanında olduğunuzu hissettirin.
Klişeleşmiş sözler bana çok uçuk geliyor. Havada duruyorlar.
Kime göre doğru?
Kime göre yanlış?
Ne yaparsa doğru?
Ne yaparsa yanlış?
Yok o doğru insanı bulacak eminim diye diretenlerdenseniz eğer;
Bana da bir açıklar mısınız?
Ben tanımıyorum. Siz tanıyor musunuz?
Kim bu doğru insan?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder